7 Kasım 2010 Pazar

Ama Arkadaşlar...

Bu aralar Facebook'un iflah olmaz 'SerSeRi_a$ık'larının, kronik depresif ergenlerinin ve her daim atarlı abi-ablalarının profilinde paylaşılan bir söz var. Sunay Akın'a ait olduğu iddia ediliyor fakat Facebook çıktı çıkalı Can Yücel'e mal edilen o kadar saçmasapan yazıdan sonra bunun da doğruluğu konusunda insan ister istemez bir şüpheye düşüyor.

"Herkesten-her şeyden çok sıkıldım"cılık için birebir sözümüz ise şu şekilde:
"O kadar yoruyor ki hayat, bıkıyorsun istemesen de. Sorun değil, bir şeyim yok. Bakkala gidiyorum deyip 10 yıl kaybolasım var sadece."

Yavşağın önde bayrak sallayanı olduğumdan beni uzun süre ciddi, üzgün, sıkılgan göremezsiniz. Bu demek değil ki beni de bir insan evladı doğurmadı. Elbet benim de kötü anlarım oluyor fakat hiçbir zaman 10 yıl kaybolmayı becerebilecek kadar etkilenemiyorum çünkü ben canım sıkılınca çok sıkılıyorum. Sıkılınca da işi testise vuruyorum.

19 yaşın verdiği gereksiz rahatlığa dayanarak 1+1 evimizin nüfusunun 5 ila 7 arasında değiştiği günlerdi. Evin her yanı şişe; sigara dumanından göz gözü görmüyor; mutfakta ise artık yeni bir habitat oluştuğu için katliam yapmayı göze alamayıp da yıkamadığımız bulaşıklar ve bu leş ortama rağmen hayatlarının en mutlu günlerini yaşadıklarını zanneden bir grup gerizekalı...

Evin çok da kalabalık olmadığı -sadece beş kişiydik- bir gece, evin saatine göre erken bir zamanda yatmıştım. Böyle bir evde erken uyumak, dokuz kusurlu hareketin en kusurlularından olduğu için sabaha kadar NFS oynamış iki dallama tarafından sabahın köründe uyandırıldım.
Benim dallama arkadaşlarım, sabaha kadar oyun oynayınca açıkmışlar. Daha da dallama olanı ise "Abi yeaa menemen yesek ya" gibi dahiyane bir fikir ile aydınlanmış. Evde biber ve yumurta olmadığı için hayallerinin suya düşmesine izin vermek istemeyen cengaverler ise soluğu tepemde almış:

- Jane, bize menemen yapsana.
- ... (Ölü taklidi yaparsam basar gider bu ayılar.)
- Hadi ya nooğğlur?
- Homur homur.
- Ya tamam menemeni biz yaparız. Sen biberle yumurta alıp gelsene?
- Deli mi sikti sabah sabah, bi' siktirin gidin olm!

Güzellikle uyarmam tabii ki işe yaramadı. Bu ayılar, uykumu kaçırana kadar tepemde konuştu. Ben sinirlendikçe onlar adeta küfür yiyen telefon sapığı gibi coştu.
Sonunda yataktan çıktım. Giyinip yanlarına geldim, çantamı toparlıyorum.
Yine de suratımdaki ifadeden korkmuş olacaklar ki çekine çekine:

- Nereye gidiyorsun?
- Ee bakkala gidiyorum işte.

Çıktım gittim. Telefonu da kapattım. O sinirle, hiç huyum olmamasına rağmen okula kadar gittim.
Arada telefonu açıp gelen mesajları-aramaları gördükçe edip küfrettim:

"Nerede kaldın kızım. Telefonu niye açmıyorsun?"
"Ekmek de alsana."
"Neredesin ya? Acıktık."
"Bak gelmeyeceksen söyle uyuyalım biz."

Bakkala diye çıkıp kayboldum kaybolmasına da benimki daha bir mütevazıydı. Bırakın 10 yılı, 10 saati anca bulan bu kayboluşun sonunda evde karşılanma biçimim ise benim hiçbir zaman sinirlenip bunalmaya hakkım olmadığını kafama kafama vurdu. Zira bu öküzler arkadaşım olduğu sürece hakkını vererek tavır alamazdım.

Şöyle ki:
Kapının sesine uyananlardan birisi kafasını kaldırıp "Biber aldın mı?" diye sorunca sinirden küfür bile edemeyerek morarmıştım ki diğeri pis pis sırıtarak:

- Bari yumurta alsaydın.

9 yorum:

AidaSalem dedi ki...

Sanki benim 19 yaş evimden bahsediyorsun :) O kadar yakın hissettim... Acaba Jane Jones sabah 6 da kar ne romantik yağıyor değil mi diyerek zorla kaldırıp bulaşık yıkattığımız Bengü olabilir mi diye düşünmedim değil.

Jane Jones dedi ki...

Neyse ki değilim, yoksa daha hıncımı alamamış küfrediyor olurdum. :)

publisher dedi ki...

hahhahah bu hikayeyi tam da dün akşam saat 01 sularında ablamın arayıp "çay koysana lan..." demesinin üzerine okumuş olmam da baya iyi gerçekten :) bu 19 yaş hep böyle yapıyor insanı demek :)

Jane Jones dedi ki...

27 yaş laneti gibi bir şey olsa gerek. :P

Ruby Edwards dedi ki...

Hmm, tanıdığımız çok güzel(!)bir ablanın kocası boşanmaya çalışıyordu, balıketli ablamız kabul etmiyordu. Sonunda adamcağız ekmek almaya diye çıkıp kaybolmuştu. Ölüm haberini almıştık yıllar sonra, onu hatırladım şimdi... Ablamız da Ying-yang'ın aileden geleneksel olarak çekmesi beklenen kişi diyeyim, anla sen... Agatha Christie'nin hayatında 11 günlük bir dönem varmış, kimse o 11 günde nerede olduğunu ne yaptığını bilmiyormuş. Çok çekici fikir aslında, esracengiz! Ama ben kaybolsam 2. gün bulursun dimi Jane.. Bi rahat yok! : P

Jane Jones dedi ki...

kıçına gps taktım. her türlü bulurum. bulamasam da sen sıkılır ararsın beni zaten :)

Pink Freud dedi ki...

Kronik depresyon(distimi) kişilerin iradelerinde bağımsız olarak ortaya çıkan bir durumdur.
Çok ciddi olmadı mı?
Ben de o ergen grubunun içindeyim işte üstüme alındım falan filan.

Jove dedi ki...

facebook benı çok sevdiğim yazarlardan soğuttu,guzel bı kufru hakketti

Jane Jones dedi ki...

@pink freud pek güzel oldu. alınmakta sorun yok; mesela şu anda ölümüne alıngan, ölümüne mutsuz ve ölümüne ergenim. şu an, ilerleyen zamanlarda kendimle dalga geçmeme sebep olacak bir şeyler yapabilirim. sanırım yaptım bile.

@jove facebook araç neticede, bence arkadaşlıklar değerlendirilmeli. imza: facebook seven kadın.