4 Ocak 2010 Pazartesi

Uçuş İzni

Hayatımında hiç başarısız olmadım. Tabii bunda başarısız olacağımı anladığım anda sıvışmamın payı büyüktür. Zaten sorun da bu: Kaybedeceğimi düşündüğüm oyuna girmiyorum. Böylece oyunu kaybetmiyorum.

İlk bakışta kolay ve sorunsuz bir hayat gibi görünse de ben "ortalama"yı yaşıyorum. Sürekli zaman kaybediyorum. İşin kendini tekrarladığı nokta ise zamanla tembelliğe alışıp oyundan daha çok kaçmam; kaçtıkça tembelleşip tembelleştikçe kaçıyorum.

Hayatımın beşte birini bu saçma kovalamacaya harcayıp dere-tepe düz gittikten sonra bir arpa boyu yol gittiğimi farketmek silkelenip kendime gelmem gerektiğini düşündürüyor.

Bir de ataletin bu saten nevresim ile kaplı kuştüyü yorganını üstümden atabilsem...