29 Aralık 2010 Çarşamba

2+2=4 Eder

Yapılan espriye şaşı gözlerle bakacak ve şaka ile kapıyı anca ayırt edebilecek kadar küçükken babam karşıma geçip eliyle "iki" yapar ve sorardı: "Bu kaç?".
"İki"yi öğrendiğimden emin olunca da parmaklarını birleştirip tekrar sorar ve "iki" cevabını alınca pis pis sırıtarak: "Hayır. Kalın bir." derdi.
Bunu yaparak "1+1"in sadece oda sayısına işaret etmediğini; sonucunun ise her zaman "iki" olmadığını öğretmek gibi yüce bir amacı olduğunu söylemek isterdim ama maalesef tek derdi beni sinirlendirip ağlatmaktı.

Şimdi "1+1"in her zaman "2" etmediğini bilecek kadar "birinci çoğul kişi"den haberdarım.
Tek derdim ise henüz "kalın bir" ile "kalın kafalı bir" arasındaki farkın ilk görüşte ayırdına varamıyor olmak.
Zira, "kalın kafalı bir"; "bir" olması gerektiğinin farkında değil.
Hal böyle olunca da "biz" olduk sanırken "ben" ile bir başına kalmak işten bile değil.

22 Aralık 2010 Çarşamba

Bazen Reloaded

"Senede bir gün" durumları hoş olurdu aslında diye düşünüyorum: Yılda bir eski sevgilileri görüp kim nerede, ne yapıyor diye öğrenip iyice yabancılaşmak değişik bir tecrübe olabilirdi.

Yalnız, bunu mekan kapatıp herkesi aynı gün aradan çıkararak yapmak lazım.
Zira, yıl dediğimiz 365 gün.