24 Eylül 2010 Cuma

İkinci Sinir Harbi: One-Day-Stand

Benim canım arkadaşım aylar önce ayrıldığı sevgilisini ısrarla yanına çağırıyor, bu şerefsizin de aşkı (!) kabarmış olacak ki bu sefer itiraz etmeyip ilk defa gidiyor.
Bir gün sonra ise bizim kız herifin aramamasına dayanamayıp kendisi arıyor:

kız:
- arama gereği duymuyorsun değil mi?
herif:
- nasıl yanı? şaşırdım bu soruya...
kız:
- dün birlikteydik, ben tek başıma sarılmadım. çok garip değil bence bu soruyu sormam.
herif:
- sen beni çağırdın.

Konuşmanın bu noktasında -bilen bilir- incisözlük'teki ".m var dediler geldik" muhabbeti geliyor gözümün önüne. Bre zerzevat! Şimdiye kadar bu kız yalvardı, ağladı, koştu peşinden gelmedin de şimdi mi kıyamadın? Bunu mu yedirmeye çalışıyorsun bir de?

Üç yıl önceki bir olayı hatırlattı bu bana. Eski sevgilimle sözde ayrıydık ama görüşüyorduk. (Ben malım, orası ayrı da...) Bu mal da gelip bana rahatça "aşkım, balım, cicim" diye yavşayabilmek için "Bugünlük sevgili olalım mı?" diye sormuştu. Yanarım yanarım da o zaman:
"Ulan günübirlik aşk mı olur? Piknikçi miyiz biz amuda kalkayım?" demediğime yanarım.

Oldu olacak bir de müt'a nikahı kıyalım...

Hiç yorum yok: