6 Temmuz 2010 Salı

Su Gelir Güldür Güldür

Siz de bilirsiniz ki korku filmlerinde eğer kız çocukları ip atlayıp şarkı söylüyorsa işin içinde kesin bir uğursuzluk vardır. Japon korku filmi ise illa ki bir yerinde upuzun saçlı bir kız çocuğu kullanılmıştır. Gençlerin kampa gidip götlerini kestirme klişesi de birçok yapımcıya ekmek kapısı olmuştur.
Bunların hepsi tamam da, ben "su" olayını bir türlü içime sindiremiyorum.
Eğer bir yerden incecik su sızmaya başladıysa bilin ki bu birilerinin sıçışı olacaktır.
Final Destination'ın ilk filminde sinsice akıp gelen su adamın ayağı kaydırıp öldürmüştü. Yine Final Destination'ın başka bir bölümünde bilgisayarın monitörünü patlatan bu su isimli sıvı madde, The Ring'de de yine bol bol kullanışmıştı. Samara olacak bitli karı foşur foşur kuyuda yaşıyordu zaten.

Halbuki su, ne yapıp yapıp sokağa salınmış çocuklar; ne bitli saçlar; ne de cünüp bir kamp yeridir.
Bir kere su nimettir, şaka olmaz! Sonra candır, yaşamdır ve en önemlisi yaz mevsiminde karpuz gibi güzel bir meyveyi var edendir.

Gerçi suç biraz da bizim, küresel ısınma-kuraklık vs derken dünyayı öyle bir hale getirdik ki su bile hayınca sinsi sinsi akıp kuyumuzu kazar oldu. Halbuki kuraklık olmasa, kaynaklar kurumasa da çağıl çağıl çağlasa, biz de başında "su gelir güldür güldür" diye şarkılarla-türkülerle elele verip kırlarda koşsak. Bir de dünya barış olsa...

Hazır dağılmışken şunu da yazayım içimde kalmasın:
"Denizde dalga, hoşgeldin abla" diye şarkı söyleyerek ip atlayan çocukların olduğu bir ülkeden "A Nightmare on Elm Street" serisi değil, anca eğlencelik korku filmi çıkardı: "Ada: Zombilerin Düğünü"
Siz puanına falan bakmayın ama fazla da bir şey beklemeyin, sadece eğlenmek için izleyin derim.

2 yorum:

depik dedi ki...

yağmurun yaldır yaldır yağdığı şu "temmuz" gününde su hakkında o kadar iyi düşünemeyebiliyor insan. toprak suya doydu be

Jane Jones dedi ki...

ben final destination'dan beri kıllanıyordum zaten bi' ibnelik yapacağından.