Yapılan espriye şaşı gözlerle bakacak ve şaka ile kapıyı anca ayırt edebilecek kadar küçükken babam karşıma geçip eliyle "iki" yapar ve sorardı: "Bu kaç?".
"İki"yi öğrendiğimden emin olunca da parmaklarını birleştirip tekrar sorar ve "iki" cevabını alınca pis pis sırıtarak: "Hayır. Kalın bir." derdi.
Bunu yaparak "1+1"in sadece oda sayısına işaret etmediğini; sonucunun ise her zaman "iki" olmadığını öğretmek gibi yüce bir amacı olduğunu söylemek isterdim ama maalesef tek derdi beni sinirlendirip ağlatmaktı.
Şimdi "1+1"in her zaman "2" etmediğini bilecek kadar "birinci çoğul kişi"den haberdarım.
Tek derdim ise henüz "kalın bir" ile "kalın kafalı bir" arasındaki farkın ilk görüşte ayırdına varamıyor olmak.
Zira, "kalın kafalı bir"; "bir" olması gerektiğinin farkında değil.
Hal böyle olunca da "biz" olduk sanırken "ben" ile bir başına kalmak işten bile değil.
Mike Stilkey'nin Kitaptan Heykelleri
-
Sanatçının blogda daha önce yayınlanmış çalışmalarını görmek için buraya,
web sitesini ziyaret etmek için buraya tıklayın.
Devamı »
1 yıl önce
8 yorum:
yazı ne kadar güzelse, hal ve gidişat o kadar kötü demek. aman diyim.
ters orantıdan muzdaribim azizim.
cidden güzel anlatmışsın. sonunu boyle beklemıyodum yazının. güzel bağlanmış çok sevdım (Y)
Arkadaş bu ne kadar güzel bir yazı böyle ya. Valla çok keyiflendim, teşekkür ederim ne diyeyim :)
@jove off =) bilemedim nasıl teşekkür edeyim. =)) açıkcası ben de sonunu öyle beklemiyordum. zira, ben hep hayra yorarım.
@hiç kimse aaa, mutsuzluğumla keyifleniyor. ayıp ayıp... yok sana teşekkür =))
düzenli aralıklarla uğrayıp "bu yazı çok güzel yaa" diycem sanırım.
allah dedirtmesin. amin. =)
bak yine uğradım, yine dedim. dedirtenler utansın. amin.
Yorum Gönder