"Rammstein'ın boku üstüne bok olmaz" diyen ben, sıçtığım boku yutmuş bulunuyorum.
Metallica denilen güruhun sahneye çıkması ile "İşte bu adamlar gerçekten rockstar" sayıklamaya başlayan bendeniz kulunuz, takriben on saniye sonra James Hetfield'ın Yunan Tanrısı olduğunu düşünmeye başlamıştı.
Zira bu gırtlak, bu ses, bu yorum, bu enerji, bu gençlik, bu taş gibi vücut ve bu hükmetme yeteneği bir insan evladına ait olamazdı.
Ben ki ergenliğinin hiçbir döneminde James Hetfield'ı yakışıklı ve karizmatik bulmamış bir kendini bilmez olarak "Ceymiiis! Evlen benimleğğğ!" diye bağırmaya başlamıştım. Başlamıştım diyorum çünkü o sırada pek kendimde olduğum söylenemez. Ayaklı mikrofonun karşısına geçip bacaklarını hafif açarak yüzyıl yıkılmayacak bir çınar gibi sapasağlam durduğu anlarda, şaşı olmuş gözlerim ve ağzımın kenarından akan salyayla aklımın başında olduğunu iddia edecek kadar da şuursuz değilim.
"James-the-Zeus"u bir kenara bırakacak olursak (siz bırakın diye diyorum, yoksa benim öyle bir niyetim yok) herbiri ayrı ayrı efsaneydi: Sekiz kilo ter akıtan Lars'ın yaşına başına bakmadan çılgınca tokmaklaması, Kirk'ün solo atarkenki dinginliği, Kızılderili Robert'ın konser boyunca çocuklar gibi şen bir şekilde koşturması...
Tabii bir de alevli sahne şovları vardı ki sahanın öbür ucundan sıcaklığını yüzümüzde hissettik.
Gerçi bir ara sinirlendim. "Festivale mi geldiler kundaklamaya mı belli değil! Yakın kurtulun amuda kalktıklarım." diye hem Rammstein hem de Metallica'ya homurdanmaya yeni başlamışken elimdekinin çay değil de bira olduğunu gördüm ve o anda farkettim ki ne kahvedeyim ne de okeye dönüyorum.
Mike Stilkey'nin Kitaptan Heykelleri
-
Sanatçının blogda daha önce yayınlanmış çalışmalarını görmek için buraya,
web sitesini ziyaret etmek için buraya tıklayın.
Devamı »
1 yıl önce
15 yorum:
metalika loaddan sonra cok bozdu yeaa...
ceymis o saçları kesmicekti hiç hacı...
Ben Cliff'den sonra bıraktımdı zaten.
ben de o gazla "james gelin bu akşam bizde kalın, çay içeriz" diye bağırmışım.
@AOE yaşını açık ettin.
@depik ben de bir çayını içerdim artık.
beklerim (yapabiliyosan kurabiyeyle falan gel. kuru kuru çay içmeyelim)
creme brulee'den panna cotta'dan başka tatlı yapmayı bilmem ki ben şekerim. her akşam sütlü earl grey'imi yudumlarkan ancak bunları yiyebiliyorum.
ne olduklarını bilmiyorum ama o da olur. çaynan gider heralde. earl greyimiz yok yalnız. bildiğin demleme rize çayı var. içine azcık da kaçak çay koyuyoz süper oluyo.
pek güzel anlattın. ben de aristokrat kişiliğimden ödün verip un kurabiyesi yaparım o vakit. kıtlama şeker de var mı?
kıtlama var ama şeker yok. boyun falan kıtlatıyoruz. (tü allah cezamı vermesin) ee ne zaman geliyosun?
hamam mı işletiyorsunuz? :) bir de kulunçlar var ezilecek.
ibibikler öter ötmez geleceğim. :)
burda ötüyo ibibikler.
belki burada da ötüyordur da daha ibibik ne bilmiyorum ki ben amuaağğ...
ibibik ibiği olan bebek demek.
"depik'le öğreniyoruz"
:)
Yorum Gönder