Olaya direkt göbeğinden dalmak istemezdim ama söylemeden geçemeyeceğim: "Ben blog sevmem!" Evet, aynen böyle ünlemli ve tepkili olarak.
Çeliştim mi kendimle? O zaman şöyle açıklayayım; sürekli mükemmel güzel, esprili, içli vs yazdığını zannedip bana acı çektirenler yüzünden korkar oldum blog gezmekten.
Kendi artıklarına sanat eseri muamelesi yapanlara lafım.
Günlük tutar gibi yazanlara lafım yok, nihayetinde insanoğluyuz, merak sahibiyiz, bayılırız başkalarının hayatını kurcalamaya. Fakat gelip de oraya "bilmemne maçı şöyle geçti, böyle bitti" diye yorumsuz, kütük gibi yazınca benim de asfalyalarım atıyor. Bir kere o maç yılın en önemli maçlarından, duymayan kalmamış zaten, sen de yazdın n'oldu? Siniri bir kenara atıp derin nefes alıyorum...
Canım ciğerim blogları düşünüyorum. Mesela bir sürü güzel yemek tarifi bulduğum, çiçeğime nasıl bakmam gerektiğini öğrendiğim, güzel bir filmle-şarkıyla tanıştığım blogları... Derken sinirim yatışıyor, bir blogsever oluyorum adeta.
Şarkı sözü ile özetlemek gerekirse:
"Seviyorum sevmiyorum
Kaç yaprak var bilmiyorum" *nil karaibrahimgil
Mike Stilkey'nin Kitaptan Heykelleri
-
Sanatçının blogda daha önce yayınlanmış çalışmalarını görmek için buraya,
web sitesini ziyaret etmek için buraya tıklayın.
Devamı »
1 yıl önce
5 yorum:
valla ben de aynen böyle düşünüyorum. sen daha çok yazsan daha iyi olacak gibi bence.
valla ben de aynen böyle düşünüyorum. daha çok yazsan da daha güzel olcak diye düşünüyorum. böyle düşünen biri yazsın bence. okuruz ne güzel.
tüüü allah kahretmesin. yorum onaylanacakmış. ben de çıkmadı diye 2 kere yazdım.
bi de utanmadan değişik değişik yazdım
değişen fakat gelişen yazılar olmuş. =)
herkes böyle söylecek yeni bir söz bulsa bir de kapısının önünü süpürse dünya daha da güzel bir yer olur.
yazacağım, yazacağım da... tabii önce mail adreslerimi karıştırmamam ve "blogum nerede lan benim?" diye google'a çemkirmemem gerekli.
teşekkür ederim.
Yorum Gönder